Meme Kanseri Erken Teşhis Hayat Kurtarır

Meme Kanseri Erken Teşhis Hayat Kurtarır

Meme Kanseri Erken Teşhis Hayat Kurtarır

Meme Kanseri

Tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Son 50 yıl içinde her yıl 1.2 oranında artış gösteriyor. 40-45 yaşları arasındaki kadınlarda en yüksek ölüm oranı sebebidir. Dünyada her sekiz kadından birinin meme kanserine yakalanma riski var. Avrupa’da her dört kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de, yüzde 24’lük oranla kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür.

Günümüzde meme kanserinin oluşumunu önleyen bir yöntem bulunamamıştır ancak tedavideki başarı oranları önemli ölçüde artmıştır.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR… 

Memenin Gelişimi ve Yapısı

Meme henüz anne karnındayken gelişmeye başlar. Ergenlik, adet dönemleri, gebelik, menopoz gibi dönemlerde ise yapısında değişiklikler görülür.

Memenin gelişiminde ilk faz, anne karnındayken meme başı ve süt kanallarının oluşmasıdır. Ergenlik dönemindeki ikinci fazda ise, östrojen hormonunun salgılanmasıyla yağ ve destek dokusu artar. Bunun sonucunda meme ve süt kanalları büyümeye başlar. Adet görülmesi sonucunda ise süt kanallarının ucunda süt bezleri oluşur. Bu süreçten sonra gelişim yavaşlasa da 30 yaşına kadar devam eder.

Memede salgı yapan hücreler tarafından oluşturulan lobül adı verilen birimler vardır. Lobüllerin birleşmesi ile loblar oluşur. Meme bezi, meme başı çevresinde yer alan 15-20 lobdan meydana gelir. Lobüller birbirlerine süt kanalları ile bağlıdır. Süt kanalları meme başına doğru birleşirler. Meme başının etrafındaki koyu renkli alana ise areola adı verilir.

Meme Rahatsızlıklarında Bulgular

  • Gözle görülen bulgular
  • Elle hissedilen bulgular
  • Meme ağrısı

Gözle Görülen Bulgular

Meme sağlığı denildiğinde akla ilk gelen kanserdir. Kadınlar bu konuda haksız sayılmaz çünkü meme kanseri, bugün sağlıklarını tehdit eden birinci unsur…

Memede görülen en küçük bir değişim bile göz ardı edilmemelidir çünkü bunlar kanser bulgusu olabilir. Gözle görülebilen bulgular şunlardır:

  • Memenin şeklinde değişiklik
  • Meme başlarının pozisyonunda değişiklik
  • Memenin veya meme başının içeri doğru çekik hale gelmesi
  • Meme başında yara, kızarıklık, kalınlaşma
  • Meme başından gelen akıntı
  • Meme derisinde şişme, kalınlaşma
  • Meme derisinde renk değişikliği

Elle Hissedilen Bulgular

Kadınların hayatları boyunca elle yaptıkları muayenede bir sertliğe denk gelme ihtimalleri çok yüksektir. Büyük kısmı iyi huylu tümörler olsa da çok iyi araştırılmaları gerekir. El ile hissedilen yapı iki türlü olabilir:

Kist: Elinize gelen kitle içi sıvı dolu bir kese ise, buna kist denir. Boyutları birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişen bu kistler genellikle iyi huylu tümörlerdir. Özellikle 40’lı yaşlarda menopoz öncesi görülen kistler, adet dönemlerinde daha da büyür ve ağrı yapar. Nadiren de olsa 25 yaş altı kadınlarda da görülür. Tedavide, kistlerin içi iğne ile boşaltılarak içindeki sıvı incelenir. Sonuca göre tedavi şekline karar verilir.

Solid (katı) kitle: Sıvı içermeyen, içi farklı hücrelerle dolu yapılara solid kitle denir. Solid kitleye 40 yaş üzerinde rastlanıyorsa, burada kanser riski yüksektir. Mamografi ve ultrason değerlendirmesi ile birlikte kesin tanı için kitleden parça alınarak patoloji incelemesi yapılması gerekir.

Kitle bazen memede değil, koltukaltında hissedilebilir. Bu kitle lenf bezi büyümesi ya da meme kanseri bulgusu olabilir. Bu nedenle vakit kaybetmeden uzman tarafından incelenmesi gerekir.

Meme Ağrısı

Kadınlarda meme ağrısı en sık rastlanan şikayetler arasındadır. Her kadın yaşamının bir evresinde meme ağrısından yakınır. Özellikle adet dönemlerinde meme ağrısı daha sık görülür. Menopoz sonrasında ise meme ağrısı şikayeti azalır.

Göğüs kafesindeki eklem ağrıları ile meme ağrısı karışabilmektedir. Her göğüs – meme ağrısı kanser değildir ama az da olsa kanseri bulgusu olasılığı vardır.

Meme ağrısında dikkate alınması gereken durumlar şunlardır:

  • Adet öncesi ve sonrasında ağrının aynı olması
  • Sürekli aynı yerde tekrarlanması
  • Ağrının zonklama şeklinde olması
  • Yanma veya bıçak saplanması şeklinde ağrı hissedilmesi
  • Ağrının koltuk altına veya kola yayılması
  • Ağrı ile birlikte ele bir kitle gelmesi

Meme Ağrısının Kanser Dışındaki Sebepleri

  • İnfeksiyon
  • Tiroid bezi hastalıkları
  • Pankreas hastalıkları
  • Adet düzensizliği
  • Hormonal durum
  • İnfertilite tedavisi
  • Kistler
  • Travma
  • Artrit
  • Meme derisi altındaki damar tıkanıklığı (Tromboz)
  • Kas ağrıları
  • Fibrokistik değişimler
  • Yağ asit oranının hücrelerdeki değişikliği
  • Memelerin iri olması
  • Antidepresan kullanımı
  • Psikolojik, duygusal değişiklikler
  • Yanlış sutyen kullanımı

Meme Ağrısı Nasıl Azaltılır?

  • Meme ölçülerine uygun sutyen kullanımı
  • Çay, kahve, çikolata, gazlı içecekler, şarap tüketiminin azaltılması
  • Bitkisel yağ tercih edilmesi
  • Sigaranın kesinlikle içilmemesi
  • Stresten olabildiğince uzak durulması
  • E vitamini bazı araştırmalarda faydalı bulunsa da bu durum henüz kanıtlanamamıştır.

Risk almayın. Memenizde değişiklik gördüğünüzde veya ağrı hissettiğinizde hiç vakit kaybetmeden uzmana başvurun…

Meme Rahatsızlıkları Teşhis Yöntemleri

  • Kendi kendini muayene
  • Klinik muayene
  • Mamografi
  • Meme ultrasonografisi
  • MR
  • Pet
  • Biyopsi

Kendi Kendini Muayene

20 yaşını geçen her kadının adet döneminin bittiği ilk hafta içinde kendisini muayene etmesi gerekir. Adet görmeyenler kadınlar da, kendilerine bir gün belirleyerek düzenli olarak muayeneye devam etmelidir. Kendi kendini muayene birkaç şekilde yapılabilir:

Gözle Muayene: Aynanın önünde beş farklı pozisyonda her iki memenizi inceleyin. Bu muayenede nelere dikkat edeceğiniz Gözle Görülen Bulgular bölümünde yer almaktadır.

– Ayaktayken, eller belde

– Ayaktayken, kollar yanda serbest sallanırken

– Ayaktayken, kollar havada

– Ayaktayken, kollar önde avuçlarınızı sıkarken

– Ayakta, vücut öne eğilmiş pozisyonda

Elle Muayene: Meme dokusundaki değişiklikleri fark etmek için elle muayene önemlidir. Elle muayenede meme ve meme ucu asla baş parmak ve işaret parmağı arasına alınıp sıkılmamalıdır. İşaret, orta ve yüzük parmakları meme üzerine yerleştirilmeli, yukarıdan aşağıya dairesel bir yörünge çizilmelidir. Daha sonra el kaldırılmadan, koltuk altından göğüs kemiğine her iki meme dikkatlice hissedilerek taranmalıdır. Her iki meme için bu kontrol yapılmalı; sırasıyla hafif, orta ve şiddetlice bastırılarak üç kez tekrarlanmalıdır. Bu muayenede nelere dikkat edeceğiniz Elle Hissedilen Bulgular bölümünde yer almaktadır.

Yatar Pozisyonda Muayene: Sol omzunuzun altına bir yastık yerleştirilmiş şekilde sırt üstü uzanın ve sol kolunuzu başınızın altına yerleştirin. Meme tam ortada durmalı, sağa veya sola kaymamalıdır. Diğer elinizle, elle muayenede anlatıldığı gibi taramanızı yapın ve diğer meme için de aynı işlemi gerçekleştirin. Kayganlığı artırmak için pudra kullanabilirsiniz.

Duşta Muayene: Duşta sabunun etkisiyle kitlelerin hissedilmesi kolaylaşır. Ayakta sağ elinizi ensenize yerleştirin ve diğer elinizle sağ memeyi kontrol edin. Aynı işlemi diğer meme için de gerçekleştirin.

Klinik Muayene

Bir hekim tarafından yapılan muayeneye klinik muayene ya da fizik muayene denir. Bu süreçte hastanın hikayesi dinlenir, muayenesi yapılır ve gerek görüldüğü takdirde tetkikler yapılır.

Nadir olmakla birlikte bazı meme kanserleri mamografi ya da ultrasonla teşhis edilememektedir. Bu nedenle uzman doktorun yapacağı klinik muayene erken teşhis açısından önem taşır. Özellikle risk grubundaki kadınlar mutlaka klinik muayene de yaptırmalıdır.

Mamografi

Memenin iki tabaka arasına hafifçe sıkıştırılarak röntgen filminin çekilmesi olan mamografi, teşhis için yapılan tetkiklerin başında gelir. 40 yaş üzerindeki tüm kadınların yılda bir kez mamografi çektirmesi, erken teşhis açısından büyük önem taşır. 40 yaş altındaki kadınlarda özel bir neden olmadıkça mamografi çekilmez. Bunun sebebi memenin yoğun dokusu sebebiyle yeterli sonuç alınamamasıdır.

Mamografi ağrılı bir yöntem midir?

Mamografi çektirmek birçok kadının korkulu rüyasıdır ama sanıldığı kadar ağrılı bir yöntem değildir. Mamografiyi çeken teknisyenin bilgili ve tecrübeli olması, mamografi çekilirken yaşanan ağrıyı azalttığı gibi mamografinin kalitesi açısından da önem taşır.

Mamografi ne zaman çektirilir?

Özel bir durum olmadığı sürece en uygun zaman, meme hassasiyetinin az olduğu adet bitimindeki haftadır. Bu dönemde memelerin şişliği de en alt düzeyde olduğu için daha iyi sonuç alınır.

Mamografi çektirmeye giderken nelere dikkat edilmelidir?

Mamografi çekilirken belden yukarısı çıplak olduğu için iki parça kıyafet giyilmesi uygun olur. Deodorant, talk pudrası vb. filmi etkileyebileceği için sürülmemelidir.

Mamografide alınan ışınlar zararlı mıdır?

Günümüz teknolojisinde üretilen mamografi cihazlarının ışın dozu çok düşüktür ve sağlığınızı olumsuz yönde etkilemez. Buna rağmen mamografi cihazlarının kalite kontrolü ve ışın dozlarının ölçümü periyodik olarak yapılmaktadır.

Meme Ultrasonografisi

Ultrason, ses dalgalarının yansıması ile elde edilen görüntülemedir. Memenin üzerinde gezdirilen aygıt ses dalgaları gönderir. Yansıyan dalgalar ekrana aktarılır ve uzman tarafından değerlendirilir. Hiçbir zararlı etkisi olmadığı için gebeler dahil tüm yaşlardaki kadınlarda kullanılabilir. Özellikle, meme dokusu yoğun olduğu için mamografi çekilmeyen genç kadınlarda tercih edilir.

Ultrason, memede tespit edilen kitlenin yapısı hakkında bilgi verir. Kitlenin kist mi, solid kitle mi olduğunun anlaşılmasında etkilidir. Ayrıca kitlenin içyapısı hakkında da somut veriler ortaya koyar. Tespit edilen kitlede şüpheli bir durum varsa parça almak gerekebilir. Ultrason yapılırken yapının içine iğneyle girilir. İğneyi ekranda izleme şansı olduğu için parça doğru noktadan alınır.

Ultrason ile mamografi arasında ne fark vardır?

Mamografinin ağrılı bir yöntem olması nedeniyle kadınlar ultrason çektirmek isteyebilir. Ancak iki yöntem birbirinin tamamlayıcısıdır. Mamografide esas görüntüleme yapılırken, ultrasonda ise mamografide görülen şüpheli yapının detaylı incelemesi yapılır. Mamografide görülen bazı bulgular ultrasonografide görülmeyebilir. Bazı durumlarda ise mamografide karar verilemez, ultrasona başvurulur. Burada yapmanız gereken hekiminizin kararına güvenmektir.

MR

Manyetik alanların kullanıldığı, radyasyon içermeyen bir görüntüleme yöntemidir. Damardan verilen bir madde ile memedeki oluşum hakkında bilgi edinilir. Mamografiye yardımcı bir yöntemdir. MR’ın tercih edildiği durum ve kişiler şu şekildedir:

  • Silikon protez kullanılarak meme büyütme ameliyatı olmuş kadınlarda,
  • Biyopsinin yapılıp yapılmaması kararının verilmesinde,
  • Meme koruyucu ameliyatı yapılmasına karar aşamasında,
  • Meme dokusu çok yoğun olan genç kadınlarda,
  • Kitle saptanmasına rağmen mamografi ve ultrasonda sonuç alınamaması durumunda,
  • Ailesel olarak meme kanseri yüksek kadınlarda,
  • Metastaz araştırmasında,
  • Memede daha önce yapılan ameliyatlara ait yaraların araştırılmasında…

 PET (Pozitron Emisyon Tomografi)

Enjeksiyon ile radyoaktif bir madde verilmesi şeklinde uygulanan PET yöntemiyle, muhtemel kanser hücrelerinin yerinin tespit edilmesi sağlanır.

PET ağırlıklı olarak, metastaz ile kemoterapi, radyoterapi sonrasında tümörün yok olup olmadığının araştırılmasında kullanılır.

Biyopsi

Bahsi geçen tetkiklerin uygulanması sonucu kanser şüphesi oluşursa, saptanan yapıdan hücre örnekleri alınır. Bu örneklerin incelenmesi sonucu kesin teşhis konulur. Yapılan bu işleme biyopsi denir. Biyopsi dışındaki yöntemlerle kesin teşhis koymak mümkün değildir. 

Meme Kanseri

Meme birçok süt bezinden oluşur. Burada üretilen süt, kanallar aracılığıyla meme başına taşınır. Süt bezleri ve sütü taşıyan kanalları döşeyen hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmaları sonucu meme kanseri oluşur.

Meme Kanserinde Risk Faktörleri

Cinsiyet: Meme kanseri erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır.

Yaş: Yaş ilerledikçe kansere yakalanma yüzdesi artmaktadır.  Meme kanseri teşhisi konan kadınların yüzde 70’i, 50 yaşının üzerindedir.

Genetik Faktörler: Birinci derece yakınlıktaki ailede (Anne, baba, kardeş, çocuk) meme kanseri gelişmiş kişilerin, ailesinde meme kanseri olmayan kişilere göre iki kat fazla riski vardır. Eğer akraba menopoz öncesi meme kanserine yakalanmışsa, risk daha da artmaktadır. İki memede birden kanser gelişmiş ise, risk dokuz kata kadar yükselir.

Kişisel Kanser Hikayesi:  Rahim kanseri, kalın barsak veya yumurtalık kanseri geçirmiş kişilerin meme kanserine yakalanma olasılığı artmaktadır. Daha önce meme kanserine yakalanmış ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı 3-4 kat fazladır.

Östrojen:  Östrojen, kadınlık hormonudur. Menopoza geç girmek, adet görmeye 12 yaşından önce başlamak, uzun doğurganlık süresi demektir. Bu da kadının daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalması anlamına gelir. Uzun doğurganlık süresi erken menopoza giren kadınlara oranla 1.7 ile 3.4 kat arasında meme kanserine yakalanma riskini artırır.

İlk Çocuğun Doğurulduğu Yaş: İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda, 20 yaşından önce doğuranlara oranla meme kanseri görülme oranı iki kat fazladır. Geç gebelik, hücrelerin genetik değişikliğe açık olma süresini artırır. Hiç doğum yapmamış kadınlarda risk yükselir.

Doğum Kontrol İlacı: Uzun süre doğum kontrol ilacı kullanımının meme kanseri riskini artırıp artırmadığı konusunda tartışmalar sürmektedir. On yıl önce doğum kontrol hapı kullanımı bırakılmış ise bu risk ortadan kalkar.

Alkol: Günde üç kadeh ve fazlası alkol kullanımı varsa, hiç alkol kullanmayan kadınlara göre meme kanserine yakalanma riski iki kat artmaktadır.

Sigara: Genel olarak sağlığı olumsuz etkilediğinden dolayı kesinlikle bırakılmalıdır.

Şişmanlık: Özellikle menopoz sonrası kadınların meme kanserine yakalanma riskini artırır. Menopoz sonrası yumurtalıklar çalışmaz ve östrojen üretmez. Ancak yağ dokusu bir miktar östrojen üretmeye devam eder. Yağ dokusu ne kadar fazla olursa östrojen üretimi de o kadar fazlalaşır. Bu durum da kanser riskini artırır.

Sosyoekonomik Seviye: Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha fazladır. Bu aileler iyi beslendikleri için kızlar daha hızlı gelişir ve daha erken yaşta adet görür. Doğurganlık süresinin uzamasına, eğitim, iş gibi nedenlerle ileri yaşta çocuk doğurma faktörü de eklenince, kanser riski artar.

Meme Kanserinde Riski Azaltmak Mümkün mü?

Spor ve doğru beslenme ile riski azaltmak mümkün. Kadınların sporu hayatlarının bir parçası haline getirmesi gerekir. Düzenli yürüyüş, basit egzersizler her yaştaki kadın için uygundur. Beslenmede ise meyve ve sebze tüketimi artırılmalı, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. C vitamini ve antioksidanların da koruyucu etkisi vardır.

Metastaz Nedir?

Kanser hücreleri, kan yolu ve lenf yoluyla başka organlara da gider ve çoğalmaya devam eder. Bu da, gittikleri organın çalışmasını bozmaları demektir. Kanser hücrelerinin ilk ortaya çıktıkları organdan başka yere giderek çoğalmaya devam etmelerine metastaz denir. Bazen kanser ilk başladığı yerde hiçbir belirti vermeyebilir ve ilk belirti metastaz ile başlayabilir.

Meme Kanserinde Tedavi

Cerrahi Tedavi: Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Tercih edilen cerrahi şekli, meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. Kanserli dokunun memeden, çevresinde bir parça sağlıklı meme dokusu bırakılarak çıkarılmasına lumpektomi adı verilir. Ancak, lumpektomi yapılan memelere daha sonra radyoterapi verilmesi şarttır.

Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler tıbbi onkologlar tarafından yapılır. Bazı durumlarda radyoterapi de uygulanması gerekebilir. Tedavi kararı verirken tümörün büyüklüğü, koltuk altı lenf bezlerine yayılım olup olmaması, tümörün hormon bağımlılık durumu, Her2 (c-erb-B2) adı verilen kanser geninin varlığı gibi faktörler göz önüne alınır. Tümörün büyük olduğu durumlarda tedaviye önce kemoterapi ile başlanıp tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi gerekebilir. Bu tedavilere doktorunuz karar verip sizi yönlendirecektir.

Kemoterapi: Meme kanserli hastada, tümörün durumuna göre ameliyattan önce veya sonra ilaç tedavisi (kemoterapi) gerekebilir. Kemoterapi, kanser hücrelerini öldüren ilaçlarla yapılır. Kanser oluşumunda önemli rol oynayan östrojen hormonuna karşı da hormonal ilaçlar kullanılır. Bunlar ağızdan alınan ilaçlar veya enjeksiyon şeklinde verilebilir. İlaç tedavisi değişik evrelerde değişik amaçlarla kullanılır. Öncelik, hastalığı kontrol altına alabilmektir.

Kemoterapi ilaçlarının yan etkileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Günümüzde bu ilaçların yan etkileri minimuma indirilmiştir.

Radyoterapi: Memeye ve hastalığın yayılma riski olan lenf bezlerine yapılan ışın tedavisidir. Memenin tamamen alınmadığı meme koruyucu ameliyatlardan sonra mutlaka radyoterapi uygulanır. Memenin tamamen alındığı durumlardaysa, tümörün özelliğine veya lenf bezlerine yayılması durumuna göre yine radyoterapi yapılır. Kanserli hücrelerin kemiklere yayılması durumunda da gerek görülebilir. Radyoterapide asıl hedef, tümöre yüksek, çevre dokulara minimum düzeyde ışınlama yapmaktır. Özellikle bu bölgeye yakın olan akciğer ve kalbin alacağı dozu minimuma indirmektir.

Radyoterapi ağrısız bir tedavidir. Hastaneye yatış gerektirmez. Baş bölgesine uygulanmadığı sürece saç dökülmesi yapmaz. Hasta, çevresindekiler için radyoaktivite riski taşımaz.

Meme Rekonstrüksiyonu

Meme ameliyatında kaybedilen meme dokusu yeniden yapılandırılabilir. Uygulama, memenin alındığı cerrahi ameliyat ve gerekli görüldüyse kemoterapi, radyoterapi tamamlandıktan sonra yapılır. Rekonstrüksiyon için protez ya da kişinin alt karın bölgesi gibi kendi dokuları kullanılır.

Hangi Doktor?

Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme cerrahı, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur.

Tedavi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

Meme kanserinin teşhis ve tedavi süreci, kadınların ağır depresyonlar yaşamasına neden olabilir. Bu dönemde psikolojik destek alan kadınlar, günlük yaşamlarına çok daha hızlı dönebilir. Aynı süreçte hastalığın tekrar riskine karşı beslenme, egzersiz ve sağlık kontrollerinin takibine de özen gösterilmesi gerekir.

Erkeklerde Meme Kanseri

Erkekler meme kanseri olma olasılıklarını pek göz önünde bulundurmazlar ama erkeklerde meme kanseri, kadınlardan daha risklidir ve ölüm riski daha fazladır. Bunun nedeni meme dokusudur. Erkeklerde meme dokusu fazla olmadığı için kanser vücuda daha çabuk yayılır ve genellikle kanser, metastazdan sonra anlaşılır. Bu nedenle erkeklerde görülen meme kanserinde erken teşhis hayati önem taşır.

Erkekler meme kanseri olma ihtimalini düşünmedikleri için ellerine gelen kitleyi genellikle yağ bezesi sanırlar ve uzmana başvurmakta gecikirler. Oysaki erkek hastalardaki belirtiler, kadınlarla benzer özellikler gösterir. Bu belirtiler genellikle, yumru şeklinde kitle, memede çekinti, koltuk altında beze, meme başı derisinde değişiklik, kıllanma ve egzama şeklindedir. Bu nedenle erkeklerin de kadınlar gibi kendilerini düzenli olarak muayene etmeleri gerekir